ERGENEKON ÇETESİ

Ergenekon Terör Örgütünün Tüm Telefon Görüşmeleri ve İddianamenin Tamamı…..

51 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ YAPILANMASI

Posted by oktay571 Eylül 9, 2008

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ YAPILANMASI

ERGENEKON Terör Örgütünün, LOBİ faaliyetleri çerçevesinde; “kendi sivil toplum örgütlerini oluşturmak ve mevcut sivil toplum örgütlerini kendi kontrolleri altına almak” için faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.

ERGENEKON Terör örgütünün, “ERGENEKON” isimli dokümanda belirtildiği
şekilde, sivil toplum örgütleri çalışmasının alt yapısını oluşturacak bazı araştırmalar yaparak
dokümanlar hazırladıkları, aynca değişik isimlerle dernek ve federasyonlar kurduklan, bazı
mevcut sivil toplum örgütlerini de destekleyerek kendi etki alanlannda tuttuklan tespit
edilmiştir. Bu bağlamda farklı isimlerde Kurulan sivil toplum örgütlerinin bazılannda,
kuruculannm aynı kişiler olduğu, yakın tarihlerde kurulduğu, hatta birkaç derneğin aynı
binada faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
^

Bahsedilen Sivil Toplum Örgütlerinin aItA’â^ısııu,q|aşturmak için;

*”Dinamik Ulusal Güç Birliği Kuvvayi Milliye Cephşşfi

*”KemaIist Hareket” isimli belgelerin ERGENEKON Terör Örgütü tarafından hazırlandığı ve uygulamaya sokulduğu anlaşılmaktadır.

Uygulama neticesi ortaya çıkan Sivil Toplum Örgütleri; *Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi,

* Kuvayı Milliye Derneği,

*Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği, *Büyük Hukukçular Birliği Derneği, *Ayasofya Derneği,

* Büyük Güç Birliği Derneği, *Ulusal Birlik Hareketi Platformu, *Kuvva-i Milliye Derneği olduğu tespit edilmiştir.

ERGENEKON terör örgütünün yönetici kadrosunda yer alan şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve örgüt üyesi Tuncay GÜNEY’den elde edilen “ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29 EKİM 1999” isimli “ERGENEKON” dokümanında,

“ERGENEKON” un 21.yüzyılda yepyeni bir yapılanma ile değerli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yanı sıra sivillerden de sonuna değin yararlanılması gerektiği, her meslekten seçkinlerin yer alacağı sivil personel kadrosu ile “ERGENEKON” un iç ve dış faaliyette daha etkin bir güç haline erişilebileceği belirtilmiştir.

Bu amaç doğrultusunda hazırlanan “LOBİ” belgesinde ise “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon’a bağlı olarak sivil unsurlarm örgütlenmesinin zorunlu olduğu, bu faaliyetlerin LOBİ adı verilen gizli örgütsel çalışma ile yapılacağı” belirtilmiştir.

“ERGENEKON” dokümanında “SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ” başlığı altında, “ERGENEKON” un, kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, sivil toplum kuruluşlarının içte ve dışta kamuoyunda kutsal bir insanlık görevini yerine getiren örgütler olarak değerlendirildiği, ERGENEKON’un Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına alması gerektiği belirtilmiştir.

“LOBİ” dokümanının “KAPSAM” başlığı altında; “LOBİ geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında, özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıkları, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadolu’da boşluğa sürüklenmiş sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiştir.

Aynca “Ergenekon” ve “Lobi” isimli dokümanlarda; “Ergenekon, Türkiye’ de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır. Bu bir zorunluluktur.” ve “Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır.” Prensipleri doğrultusunda Türkiye”de faaliyet yürüten Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak faaliyetler sürdürerek Ergenekon”un bu kuruluşları kontrol eden bir mekanizma olması amaçlanmaktadır.” Şeklinde amaçlar belirlendiği tespit edilmiştir.

Bu nedenle öncelikle “DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYE

Örgüt yöneticileri, “ERGENEKON” ve “LOBİ” dokümanlannda belirtilen amaçlan gerçekleştirebilmek için, öncelikle sivil toplum örgütleri çalışmasının alt yapısını oluşturan “DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYE CEPHESİ” ve “KEMALİST HAREKET” dokümanlarının hazırlanmasını sağladığı ve devamında hedefleri doğrultusunda çok sayıda sivil toplum örgütleri oluşturduklan tespit edilmiştir.

DİNAMİK-ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYE CEPHESİ DOKÜMANI

Söz konusu dokümaN, Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN ve Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan ele geçirilmiş olup (61) sayfadan oluşmaktadır.

Dokümanın yapılan incelemesinde; Dinamik adı verilen bu çalışmada “Ulusal Güç Birliği” gençliğin mercek altına alınarak analiz edildiği, 21.yüzyıl Türkiye’sinin ulusal çıkarlarına ve Kemalist ideoloji ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,

Atatürk’ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli “HALKEVLERİ” olduğu, halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,

Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan “KOY ENSTİTÜLERİ“nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,

Aynca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklanm, bazılannm darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da kalp krizi kuşkuları ile arkalannda “Ben zengini severim(!)” sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gittikleri belirtilmiştir.

Yine dokümanın devamında; Türkiye’nin bugünkü durumunun 1919 koşullarından daha vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve koşullar gereği Türkiye’nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu belirtilmiştir.

Dinamik adı verilen bu dokümanda Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye’nin “ulusal güvenlik” çıkarlanna uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,

Aynı düşünceden yola çıkarak “Kuvayı Milliye Cephesi” adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullannda rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocaklan’nm etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği,

Aynca Ulusal Güç Birliği’ne bağlı olarak Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü,

Ulusal Güç Birliği’nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip BİR TÜRK KIZININ üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Ayrıca Atatürk’ün kurduğu ve ebedi başkanı olduğu CHP’nin ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiği belirtilmiştir.

“MİLLİ MÜCADELE ÖRGÜTLERİ” başlığı altında;

Türkiye Cumhuriyeti devrimlerinin gerçekleştirilmesi ve tam bağımsız bir ülke yaratılması için, “Kemalist Örgütler”in oluşturulması ve ulusal gençliğin bu Kemalist ideoloji içersinde toplanması gerektiği belirtilmiştir.

Devamında, Atatürk’ün milli mücadeleyi başlatabilmek için çeşitli örgütsel çalışmalar yaptığı, bu örgütsel çalışmalardan özetle bahsedileceği, aynca Atatürk’ün örgütsel çalışmalarının karşısında da kurulan örgütler oldu^u^-Jau^örgütlerden de bahsedileceği

(Ulusal Güçler)” “Kuvayı Seyyare” “İngiliz Muhipler Cemiyeti” “Kuvayı İnzibatiye” vb.

şeklinde başlıklar altında bu oluşumlardan bahsedildiği görülmüştür.

“ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ” başlığı altında;

Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite gençliğinin doğrudan “Ulusal Güç BirliğP‘ni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldığı belirtilmiş,

“SONUÇ” başlığı altında;

Bu çalışmada temel amacın “Ulusal Güç Birliği” merkezli Kemalist örgütlerin sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21.yüzyılda Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yorum bırakın